Jump to content
Araştır
  • Diğer seçenekler ...
Sonuçları bul ...
Sonuçları bul ...

Serdar102

Üye
  • İçerik sayısı

    5
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Puan

    2 [ Bağış Yap ]

Topluluk Puanı

0 Nötr

Serdar102 Hakkında

Güncel Profil Ziyaretleri

Güncel ziyaretçiler bloku aktif değil. Diğer kullanıcılar son ziyaretçilerinizi aktif edene kadar göremezler.

  1. ATATÜRK DEVRİMLERİ Devrim değişimdir, çağdaşlaşmadır, medenileşmedir Devrim kültürdür, bilgidir, akıldır Devrim olağanüstüdür, reddedilemez bir karakterdir Devrim aklın ve mantığın kabul etmediğini ortadan kaldırandır. * * * * Devrim yapan milletler gelişmiştir, modernleşmiştir Devrim yapmayan milletler akıl ve fikir yetisinden yoksundur Onlar doğru ile yanlışı birbirinden ayıramamıştır Dış güçlerin etkisiyle ya savaş halindedir ya da bölünmüştür, parçalanmıştır * * * * Bin yıllık, iki bin yıllık bir taş özelliğini kaybeder Eski zamanlara göre, daha bir kırılgandır Dünya görüşü olarak, yaşam kalitesi olarak Gerçek olarak, yaşadığın yıllara yakın bir dünya görüşünü benimsemektir. * * * * Bu dünyanın güneşi ve ayı bellidir Bu dünyanın gündüzü ve gecesi bellidir Ben bu dünya yok olmadan, evren dağılmadan Geleceğimizin ne olacağının peşindeyim. * * * * Şu durmadan kurulup dağılan evrende Ben hiçbir zaman boşa nefes almadım Ben bu dünyaya yalan dünya demedim Dünya yalan olmadı, gerçek işte karşımda. SON Yazan: Serdar Yıldırım
  2. VATANSEVER OLMAK Vatanına ihanet etmemek Sana ekmek ve su veren Eli ısırmamak O ele saygı duymak O elin sahibini Özlemle hatırlamak. * * * * Sekiz yıl ailesinden uzak kalan Savaşlarda yaralanan Aç kalan, susuz kalan Ülkesini işgal eden düşmanları Sonunda bozguna uğratan Dünyada emsal teşkil eden Baskı altındaki milletleri ayaklandıran O başardı, biz de başarırız dedirten Büyük kurtarıcı, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk. * * * * İnsan olmanın nimetlerinden yararlanma Akıl ve fikir yetilerini kullanma Özgün düşünme yeteneğini kullanarak Hiçbir baskı altında kalmadan Atatürkçüyüm demelisin. * * * * Atatürkçü olmak bir erdemdir Atatürkçü olmak bir fazilettir Atatürkçü olmak hayatın anlamını kavramaktır Atatürkçü olmak aydınlık yarınlara ulaşmaktır. SON Yazan: Serdar Yıldırım
  3. GÜZEL İNSANLAR Bunlar güzel insanlar Atatürkçülüğü savunuyorlar Bunlar güzel insanlar Biz Atatürkçüyüz diyorlar. * * * * Atatürk ilkeleri ve devrimleri ışığında Çalışmalar yapıyorlar Türkiye Cumhuriyeti'nin medeni milletler Seviyesinin üstüne çıkması için, çaba sarf ediyorlar. * * * * Bu güzel insanları sevelim, onları koruyalım O fikirlerin en büyük savunucusu olalım Sessiz kalmakla olmaz, sesimizi yükseltelim Atatürk, Atatürk, Atatürk diyelim. * * * * Osmanlıyı ingiliz yıktı, ingilize direnelim İngilizle savaşıp yenen Atatürk'e şükredelim Anadolu'da ingiliz taraftarı varsa Bunları aramızdan söküp atalım. SON Yazan: Serdar Yıldırım
  4. BİR DAVET VAR Gelin Atatürkçü olalım. Özgürlük yolunda adım atalım. Çevremize mutluluk saçalım. İyinin iyisi biz olalım. * * * * Fikir ve düşünce bakımından Yaşam ve yaşam biçimi bakımından Hayatta yaratılan tarz bakımından Dünya durdukça örnek olalım. * * * * Ben Atatürkçüyüm, başkası beni ilgilendirmez. Atatürk ilkeleri ve devrimleri dışında Fikirler beni etkilemez. İlkelerinin savunucusu olalım. * * * * Hayatı birlikte sorgulayalım. Gerçek olan nedir, bunu araştıralım. Hayal ile gerçeği birbirinden ayıralım. Atatürk hayatın gerçeği diyelim. * * * * Atatürk zaman saatini kurdu. Anadolu'yu düşmanlardan kurtardı Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Atatürk dünyaya örnek oldu diyelim. SON Yazan: Serdar Yıldırım
  5. SERDAR YILDIRIM'IN HAYAT HİKAYESİ 1959 yılında İnegöl' de doğdum. İlk, orta ve lise 2’yi İnegöl' de okudum. Lise 1 e giderken okulda düzenlenen şiir yarışmasında ilk 10 a giremedim ama edebiyat dünyasına giriş yapmış oldum. Şiir yazmaya devam ettim. Yazarların şiirlerini inceledim. Kelime dağarcığım gelişsin diye sözlük ve imla kılavuzu kitaplarını okudum. 1975 yılında Bursa’ya taşındık. Lise 3 ü Bursa Atatürk Lisesi’nde okudum. Liseden sonra, İstanbul Mühendislik Mimarlık Fakültesi’ni kazandım. 1978 yılı çok olaylar oluyordu. Evden gidersen, para göndermeyiz, dediler. 1980 yılı eylül ayında ben askerdeydim. Askerden geldikten sonra Bursa'ya bağlı Demirtaş Kasabası yolunda Yeyma Çiftliği vardı. Ben orada tek tekerlekli el arabasıyla kütük taşırdım. Daha sonra bir yılı aşkın bir süre iş aradım ve 1982 yılı mart ayında kırtasiye dükkanı açtım. Aradan bir yıl geçmişti. Bir gün dükkanıma mal almak için, Dünya Dağıtım'a gitmiştim. Dünya Dağıtım'ın üst katı çeşitli kırtasiye malzemeleriyle doluydu. Buradan kutuyla silgiler, kalemler, boyalar aldım. Daha sonra alt kattaki kitap bölümüne indim. Sağa bakındım, sola bakındım, her yer kitap doluydu. Yeni taşındığım dükkanda hangi kitapların satışı daha uygun olur diye düşünüyor ve bir türlü karar veremiyordum. Dünya Dağıtım'ın dört ortağı vardı. Bu ortaklardan birisi, üstü kitaplarla dolu bir masanın yanındaki sandalyede oturuyordu. Ben yanından geçerken: Serdar, biraz gelir misin? dedi. Ben yanına gidince ayağa kalktı ve masanın üstünden bir takım kitaplar seçmeye başladı. Daha sonra bana verdiği dört kitap şunlardı: Linç ( Roman ) Kerim Korcan Başlayan Kavga ( Roman ) Hasan Kıyafet Radar ( Hikaye ) Hasan Kıyafet Köydeki Keklikler ( Hikaye ) Nusret Ertürk O adam, şu unutulmaz sözleri de söyledi: " Bak Serdar, bu kitapları sana parasız veriyorum. Bunlarda yazılanları iyice oku, öğren. Hem sana hem de başkalarına çok faydası olacaktır. " Ben Linç romanını yıllar içinde dokuz kere okudum. Diğerlerini dörder kere okudum. Çocukluğumda bizim evin oldukça büyük bahçesinde tek katlı bir evimiz daha vardı. Bu evin bir odası ve yanında odunluk vardı. O odadaki dolabın içinde tahtadan bir sandık vardı. Bu sandıkta çocuklar için, eskiden kalmış hikaye ve masal kitapları bulunuyordu. Bazılarının isimlerini hatırlıyorum. Para Buldum Yaşasın, Sinema Dağıldı, Akkavak Kızı. Ayrıca Pedagoji kitabı vardı. Ben o pedagoji kitabını sekiz yaşımdan on altı yaşıma, biz Bursa'ya taşınana kadar, pek çok defa okudum. 1984 yılında kendimi anlattığım Simitçi Çocuk isimli ilk hikayemi yazdım. Daha sonraki 4 yıl sadece şiir yazdım. Aslında hikaye yazmak istiyordum ama pek çok defa denememe karşın, bu mümkün olmadı. Önünde kağıt, elinde kalem 1 saat, 2 saat öylece beklemek ve hiç bir şey yazamamak korkunç zordur. 1988 yılında gerçek anlamda hikayeler ve masallar yazmaya başladım. O yıl ağustos ayında Korkak Tavşan' ı yazdım. Sonra Ot Yiyen Kaplan, Zavallı Çoban, Keloğlan İle Nasreddin Hoca. 1994 yılında içinde 8 hikayemin olduğu bir hikaye kitabından 5.000 tane bastırmıştım. 1995 yılında yine içinde 8 hikayemin olduğu bir hikaye kitabından 2.000 tane bastırmıştım. Aynı yıl 10 'luk bir seriden 10.000 tane bastırmıştım. Bu kitaplardan şimdi elimde 100 tane kaldı. İnanın bana hiç para dönmedi. 1994-95-96 yıllarında İstanbul'a gittim. Yayınevleriyle konuştum. Hikayelerimi okudular. Çok beğenenler çıktı. Masraf neyse karşılarım, dedim. Yayınevleri hikayeleri kaderine terk etti. İstanbul Cağaloğlu'ndaki bir yayınevi sahibi, hikayelerimi okuyup, çok beğendi ve bunları sen mi yazdın, diye sordu. Evet, ben yazdım, deyince, senin adın ne, diye sordu. Ben de, benim adım Serdar Yıldırım, dedim. Yayınevi sahibi, Türk'sün değil mi? deyince, ben de, evet Türk'üm, dedim. Adın George veya Mark olsaydı, İngiliz veya Fransız olsaydın, ben bu hikayeleri basardım. Adın Serdar Yıldırım ve ne yazık ki Türk'sün. Ben bu hikayeleri basmam, arkadaş, dedi ve hikayelerimi bana geri verdi. 1997 yılında Ayla ile evlendim. İki yıl sonra oğlum Serkan dünyaya geldi. Radyo Press'te 1.5 yıl ve Radyo Sözde 4 ay Mini Mini Büyüklere isimli çocuk programını hazırlayıp sundum. Söz Gazetesi'nde çocuk sayfası hazırladım. Cumartesi ve pazar sabahları 9-11 arası program yapardım. Radyo Söz'e giriş için sözleşme yaparken, istenen ücret bölümünü boş bırakmıştım. Paraya benim de ihtiyacım vardı ama bu işten para kazanmak istemiyordum. Radyonun sahibi Şükrü Bey, nasıl para istemez, böyle insanlar kaldı mı ya dünyada? diye bağırmış. Ertesi gün benimle tanıştı. Para istememişsin, dedi. Ne yapayım, ben böyleyim, dedim. Radyo Press'te de para almazdım, deyince cumartesi sabahı gel başla, dedi. 14 Haziran 2006 tarihinde İnternet'te hikaye, masal ve şiirlerim okunmaya başladı.
×
×
  • Yeni Oluştur...